Kocaeli İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi, ‘Anlattıklarımız rakam değil yitip giden yaşamlardır’ diyerek 2019 yılında yaşamını yitiren işçilere dair bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, ”Yaşamak için ve yaşatmak için direneceğiz.” denildi.
2019 yılında 1736 işçi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren işçilerin 70'i Kocaeli'nde yaşamını yitirdi. Kocaeli İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi konuya dikkat çekmek adına bir basın açıklaması yaptı. Açıklamaya bir çok siyasi parti destek gösterdi. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Emek Partisi (EMEP) Halkevleri ve SOL Parti katıldı.
Açıklamada, ''2006, 2018 yılında en az 1923, 2019 yılında en az 1736, son on yılda 15.000’den fazla emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kötü çalışma şartları, düşük ücretler, uzun mesai saatleri, işten atılmalar, baskı ve hakaret çalışma yaşamında adeta normalleştirildi. Emeğin ve emekçinin hayatının ne kadar değersizleştirildiğini gösteren bunca şeye ilaveten istatistiği bile bulunmayan meslek hastalıkları da binlerce emekçinin ölmesine, onbinlercesinin ise yaşamları boyunca bu hastalıkların ağrısı-acısı, neden olduğu yoksunluk ve yoksullukla yaşamını sürdürmesine neden oluyor. İş cinayetleri son bulsun! Yaşamak ve yaşatmak için direneceğiz.'' ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın Tam Metni:
Anlattıklarımız rakam değil yitip giden yaşamlardır
2019 yılında 70'i Kocaeli'nde en az 1736 işçi yaşamını yitirdi
2017 yılında en az 2006, 2018 yılında en az 1923, 2019 yılında en az 1736, son on yılda 15.000’den fazla emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kötü çalışma şartları, düşük ücretler, uzun mesai saatleri, işten atılmalar, baskı ve hakaret çalışma yaşamında adeta normalleştirildi. Emeğin ve emekçinin hayatının ne kadar değersizleştirildiğini gösteren bunca şeye ilaveten istatistiği bile bulunmayan meslek hastalıkları da binlerce emekçinin ölmesine, onbinlercesinin ise yaşamları boyunca bu hastalıkların ağrısı-acısı, neden olduğu yoksunluk ve yoksullukla yaşamını sürdürmesine neden oluyor.
6331 Sayılı İSG Yasası yürürlüğe girdiğinden beri aylık ve yıllık iş cinayetleri raporlarını açıklıyoruz. Gördüğümüz şu: İşçi ölümlerini, yaralanmalarını ve meslek hastalıklarını önlemek için devlet ve sermaye hiçbir adım atmıyor. Şuanda doğayı yok eden, kamu kaynaklarını yağmalamaya hizmet eden ve büyüklük göstergesi saydıkları projeler ile meşguller. Daha önce de 3. Hava Limanı, Kuzey Marmara Otoyolu, şehir hastaneleri, 3. köprü gibi projelerde onlarca ölüm yaşanmış ancak hiçbirisi iktidarı rahatsız etmemiştir. Önlem aldıkları tek şey çalışma şartlarına isyan eden işçilerin eylemleri olmuştur. Sadece Kuzey Marmara Otoyolu projesi kapsamında yürütülen işlerde en az 11 işçi yaşamını yitirmiş bunların 9'u ilimizde meydana gelmiştir. Bugün de Kanal İstanbul projesi hayata geçirilir ise tatlı su kaynaklarının ve doğanın tahribatı ile birlikte çok sayıda işçinin hayatını kaybedeceğini söylemek zor olmayacaktır.
1736 iş cinayeti…
Yüzde 79’unu ulusal ve yerel basından; yüzde 21’ini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla 2019 yılında 70’i ilimizde olmak üzere en az 1736 işçi yaşamını yitirdi
İlimizdeki 70 ölümün
- 10’u kadın
- 1’i çocuk işçi…
- 3’ 65 yaş üstü olmak üzere 20’si 50 yaşından büyüktü.
- 7’si göçmen/mülteci işçi…
- Gebze'de 17, İzmit'te 8, Çayırova ve Kartepe ilçelerinin her birinde 7 ölüm meydana geldi
- İşçilerin 16’sı inşaat, 8’i belediye/genel işler, 8’i ticaret/büro, 6’Sı metal, 6’sı petrokimya, 5’i taşımacılık, 5’i de tarım ve orman işkollarında çalışıyorlardı.
- Ölüm nedenlerinin 13’ü yüksekten düşme, 12’si kalp krizi/beyin kanaması, 10’u ezilme, 7’si yanmaydı.
Ülkemizdeki 1736 işçinin;
- 115’i kadın, 1721’i erkek işçi…
- 29’u 15 yaş altında olmak üzere 67’si çocuk işçi…
- Çoğunluğu Suriyeli ve Afganistanlı olmak üzere olmak üzere 112’si göçmen/mülteci işçi…
- 181 işçi İstanbul’da, 74 işçi İzmir’de, 72 işçi Antalya’da, 71 işçi Kocaeli’de; 66 işçi Bursa’da ve 56 işçi Ankara’da yaşamını yitirdi…
- İşçilerin 442’si tarım, 336’sı inşaat, 234’ü taşımacılık, 105’i belediye/genel işler, 104’ü ticaret/büro, 70’i metal, 63’ü madencilik ve 50’si enerji işkolunda çalışıyordu…
- Ölüm nedenlerinin 392’si trafik/servis kazası, 285’i ezilme/göçük, 259’u yüksekten düşme, 202’si kalp krizi/beyin kanamasıydı…
İlimiz ülke nüfusunun %2,32 sini barındıran ve nüfusa göre 10. büyük il iken en fazla ölümün yaşandığı 4. kent olmuştur. Ölümlerin ise %4’ü ilimizde meydana gelmiştir. Bu oran nüfus oranının neredeyse iki katıdır.
Onur Hamzaoğlu ve ekip arkadaşlarının yaptığı çalışmalar ilimizin işyerlerinin neden olduğu karsinojenik kimyasallar nedeni ile kanser riskinin en yüksek olduğu illerden biri olduğunu ortaya koymuştur. Gerek işyerlerinde maruz kalınan kimyasallar, gerekse işletmelerin neden olduğu çevre kirliliği başta mesleki kanserler olmak üzere mesleki hastalıklara da neden olmaktadır. Öte yandan kentsel dönüşüm, bina tadilatları vb asbestli malzemelerin sökümüne neden olmaktadır ve ilimizde asbest tespiti yapan bir belediye birimi bulunmamaktadır. Yıllardır inşaat işkolunda çalışan emekçiler asbeste maruz kalmıştır ve kalmaya devam etmektedir. Bunlara rağmen ilimizde meslek hastalıkları konusunda araştırma yapan, tanı ve tedavi konusunda uzmanlaşmış bir hastane veya poliklinik bulunmamaktadır.
Mülteci göçmen ölümleri de giderek artmakta ve ölümler yasalara aykırı, çağ dışı çalışma ve barınma koşullarından kaynaklanmıştır. Gebze'de bulunan Akpınar Tekstil'de meydana gelen yangında da bunun bir örneği idi. Biri çocuk olan 4 mülteci işçinin öldüğü fabrikada mevzuatın gereği hemen hemen hiçbir önlem alınmamış, kaçak işçi çalıştırılmış ve bunlar kamu otoritesinin gözü önünde meydana gelmiştir.
Taleplerimiz
1- Ölen işçilerin yüzde 99’u sendika üyesi değildir. Yani sendikasız çalışmak ölüm demektir. İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşulu işçi katılımıdır. İşçiler ancak sendikalaşarak bunu sağlayabilir. Ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor, sermaye işyerlerinde sendika istemiyor ya da istediği sendikayı getiriyor. Devlet daha ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları ve grevleri yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor. Bu noktada işyeri İSİG kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar sona erdirilmelidir. Grev yasaklarına son verilmelidir…
2- İşyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Taşeronlaştırma, uzun mesai saatleri, kuralsızlık, denetimsizlik ölümleri artıran nedenlerdendir. Türkiye 60 saatten çalışanların tüm çalışanlara oranının en yüksek olduğu ikinci ülkedir. Fazla çalışmak, yeterince dinlenememek işyerindeki risklere daha fazla maruz kalmak ve vücudun kendini yenilemesi için daha az zaman anlamına geliyor. Aynı zamanda yorgunluk dikkat eksikliğinin de nedenlerindendir. Bu nedenle haftalık çalışma süresi ve fazla mesai sınırları düşürülmeli. Etkin bir denetim ile herkesin eğitimine ve görevine uygun işlerde çalışması sağlanmalı, fazla mesai kısıtlanmalıdır..
3- İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmıyor. Yargılananlar ise çoğunlukla günah keçisi haline getirilen iş güvenliği uzmanlarıdır. Yine mahkemeler iş cinayetlerini cezalandırmıyor, failleri '24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor'. İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalıdır…
4- Kocaeli Üniversitesi bünyesinde Meslek hastalıkları konusunda araştırma yapan, tanı ve tedavi hizmeti veren bir poliklinik kurulmalıdır.
5- Belediyeler bünyesinde asbest tespit birimleri kurulmalı, tüm bina yıkım, tadilat vb işler öncesinde asbest tespiti çalışması zorunlu hale getirilmelidir. Başta inşaat sektöründe çalışanlar olmak üzere asbest maruziyeti olasılığı olan tüm çalışanlara asbest konusunda eğitim verilmelidir.
İş cinayetleri son bulsun!
Yaşamak ve yaşatmak için direneceğiz…
Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi